Skip to content Skip to footer

Doç. Dr. Sabri Berkem Ökten

Hamilelik Öncesi Nelere Dikkat Etmeliyiz?

“Hocam adetim gecikti, evde test yaptım çift çizgi çıktı, hamileyim ama hiç beklemiyorduk…” benzeri senaryolar günlük rutinimizde oldukça sık karşılaştığımız durumlardır. ¨Hamilelik öncesi dikkat edilmesi gerekenler¨e dikkat etmeden başlayan bir gebelik, çoğu zaman o gebeliğin sağlıksız ilerleyecek bir gebelik olacağı anlamına gelmez. Ancak sağlıklı bir gebelik için gerekli basit noktaları uygulayabilmek gerek fizyolojik gerek psikolojik gerek sosyal gerek ekonomik açıdan anne ve baba adayı çiftin bir birey yetiştirmeye kendilerini hazır hissettikleri dönemi veya kaç çocuk istediklerini belirleyebilmeleri adına kişilerin etkin korunma yöntemleri kullanımı konusunda bilgili ve bilinçli olmaları, sadece bebeğin değil tüm ailenin genel sağlık durumu açısından da önem taşımaktadır.  Gebe kalmadan önce kişinin genel sağlık durumunun değerlendirilmesi, kansızlık, şeker, tiroid gibi çoğu hastalığın gebelik sürecinde daha da şiddetlenme eğiliminde olması nedeniyle oldukça önem taşır. Sağlığa zararlı alışkanlıklar (sigara, alkol veya uyuşturucu madde kullanımı) varsa bunların kullanımı hamile kalınmadan olabildiğince önce mutlaka kesilmelidir. 

  • Kızamıkçık, Toksoplazma, Sitomegalovirüs gibi enfeksiyonlar özellikle hamileliğin ilk 3 ayında anne tarafından geçirilirse bebekte çeşitli doğumsal sakatlıklara neden olabilir. Kızamıkçık aşısı hastalığı önceden geçirmemiş kişilere önerilebilse de aşı uygulandıktan sonra 2 ay süreyle gebe kalınmamalıdır. Kızamıkçık aşısı uygulanmamış veya bağışıklığı olmayan biri gebe kaldığı durumda enfeksiyonu kapmamak adına kalabalık yerlerden, çocukların çok olduğu ortamlardan uzak durması önerilir.
  • Folik asit, bebeğin beyin ve omurilik gelişiminde oldukça önemli bir role sahiptir. Taze yeşil sebzeler, kuru baklagiller, karaciğer, ceviz, fındık gibi besinler doğal folik asit kaynaklarıdır. Bu besinlerin tüketimi yanı sıra, hamileliğin planlandığı dönemden yaklaşık 2 ay öncesinden günde 400 mikrogram folik asit takviyesine başlanmalı ve gebeliğin özellikle ilk 3 ayında devam edilmelidir.
  • Obezite

Bir kişinin ideal kilosu basitçe vücut kitle indeksi dediğimiz yöntem ile hesaplanır. Ağırlığınızı (kg), boyunuzun karesine (m2) böldüğünüzde çıkan değer 18.5 – 24.9 kg/m2 arasında ise ideal kilonuzdasınız demektir. Bu değer 30 üzerine çıkınca ise obeziteden bahsedilir.

İdeal kilosunun üzerinde olan kadınlarda gebe kalmak zor olacağı gibi, gebe kalındığı takdirde yüksek tansiyon, gebelik şekeri, gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) görülme olasılığı normale göre artacak ve dolayısıyla bu durumların neden olabildiği bebekte aşırı kilo veya gelişme geriliği, erken doğum tehdidi gibi riskler de artış gösterecektir. Ayrıca yapılan çalışmalar, doğum sırasında obez kadınların rahim kaslarında, sıklığı ve şiddeti daha az kasılmalar olduğunu göstermiştir. Yani yetersiz kasılmalar nedeniyle normal doğum yerine sezaryen uygulanması veya doğum sonrası rahmin kasılamaması nedeniyle aşırı kanama gibi risklerde de obezite durumunda artış görülmektedir.

Alınacak önlem henüz gebelik oluşmadan önce sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizi bir hayat tarzı haline getirmektir. Uygun kiloya ulaşmada; meyve ve sebzeleri bol tüketmek, yeterli su tüketimi, basit şekerlerden, yapay tatlandırıcılardan, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, günde 30-60 dakika düzenli egzersiz gibi uygulamaların yanı sıra yeterli uykunun alınması ve stresten olabildiğince uzak durmak da önem taşımaktadır.

  • Aşırı zayıflık

Aşırı zayıflığın da hamilelik dönemine olumsuz etkileri olabildiğini belirtmek lazım. Yukarıda da bahsettiğimiz vücut kitle indeks değeri 18.5 altında olan anneleri gözlemleyen çalışmalar; bebekte gelişme geriliği, düşük doğum ağırlığı, erken doğum tehtidi ve normal doğumda perineal (genital dış dudaklar ve makat çevresi) yırtıkların oluşma riskinde artış olduğunu göstermektedir.

  • Anemi

Hamilelikte demir ihtiyacı artmaktadır ve gebelik ilerledikçe demir eksikliği anemisi (kansızlık) gelişebilir. Hamilelik öncesi bir anemi varlığında kişi demir desteği ile kan değerlerini normal aralığa yükseltmelidir. Ayrıca demir içeriği yüksek fasulye, mercimek, zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar, sığır eti, hindi, karaciğer gibi besinlerin yanı sıra vücudun demir emilimini kolaylaştıran portakal suyu, greyfurt, brokoli gibi besinlerin tüketimi de demir eksikliği anemisine karşı alınabilecek önlemler arasındadır.

Dünya sağlık örgütünün verilerine göre ülkemizde gebeliğin erken haftalarında demir eksikliği anemi görülme sıklığı %40’tır. Bu oran bölgeden bölgeye farklılık gösterse de basit önlemlerle demir eksikliği anemisi önlenebilir. 

  • Diş Eti Hastalıkları

Hamileliğe bağlı olarak oluşan hormonal ve bağışıklık sistemindeki değişiklikler sonucu, diş eti hastalıklarına yatkınlık artar. Diş eti hastalıkları, başlıca sebebi bakteriler olan enfeksiyonel bir hastalıktır. Hamilelik gingivitisi olarak bilinen durum, diş etlerinde artmış kanama, şişlik ve ödemle karakterizedir. Hamileliğin planlanması döneminde diş hekimi muayenesi ve gebelik boyunca doğru ağız bakımı ile bu dönemde ağız sağlığının korunması mümkündür.

  • Kontrolsüz diyabet

Gebe kalmadan önce kontrolsüz bir diyabet (şeker hastalığı) varlığı; tekrarlayan düşük, bebekte doğumsal kalp veya organ anormallikleri, bebeğin akciğerlerinin gelişiminin olumsuz etkilenmesi, doğum sonrası kuvöz ihtiyacı, bebeğin aşırı kilolu olması gibi durumların görülme sıklığını artırmaktadır. Bebeğin kilosunun fazla olması ise; erken doğum riskinde artış, normal doğumun zor olması, bebeğin doğum esnasında zarar görmesi veya doğuma bağlı annenin genital bölgesinde ciddi yırtıklar oluşması ve bu risklere bağlı olarak normal yerine sezaryen doğum tercih edilmesi gibi durumlara neden olabilmektedir. Gebelik öncesi kan şeker seviyesi mutlaka kontrol altına alınmalıdır.

  • Tiroid Hastalıkları

İyot özellikle bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişimi için oldukça önemli bir elementtir. Tiroid hormonlarının üretiminde rol oynar. Günlük iyot ihtiyacı hamilelik döneminde artar ve günlük 250-300 mikrogram kadar alınması gerekmektedir. Deniz ürünlerinde, et, süt, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler ve iyotlu tuz başlıca iyot kaynakları olup, gebelikte kullanılan vitaminlerle de iyot desteği sağlanmaktadır. Özellikle yaşanan bölgede bilinen ağır iyot eksikliği bulunuyorsa gebelik öncesi iyot desteği önerilir.

Hipotiroidi, tiroid hormonunun yeterli üretilememesi durumu olup hamilelikte kontrol altına alınmaması durumunda bebekte zeka geriliğine, düşüklere, düşük doğum ağırlığına neden olabilmektedir.

Hipertiroidi ise tiroid hormonunun fazla üretildiği duruma verilen isimdir. Bu durum da hamilelik esnasında düşüklere, erken doğuma, düşük doğum ağırlığına, anemiye, gebelik hipertansiyonuna, preeklampsiye ve kalp ritim bozukluklarına yol açabilir.

Dolayısıyla hamilelik öncesi bu gibi rahatsızlıkların varlığının bilinmesi, doğru önlemlerle sağlıklı bir gebeliğin sağlanmasına neden olacaktır.

  • Kadın hastalıkları

Jinekolojik olarak ise hamile kalmayı zorlaştıran veya hamile kalınması halinde gerek anne gerek bebek sağlığı açısından problem yaratabilecek hormonal problemler, myom, polip, yumurtalık kisti, genital bölgeyi tutabilen çeşitli bakteriyel, viral enfeksiyonlar açısından değerlendirme yapılır. 

Çocuk sahibi olmak istiyor fakat olamıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.