Doç. Dr. Sabri Berkem Ökten
Sık Sorulan Sorular
Eğer gebeliğe bağlı herhangi riskli bir durum söz konusu değilse, hamileliğin herhangi bir zamanında uçak yolculuğunun bir sakıncası yoktur. Hamileliğin ilerleyen haftalarında (28. Hafta sonrası) uzun süreli oturmak ve hareketsiz kalmak bazen toplardamarlarda pıhtılaşma oluşması gibi ciddi problemlere veya kan akımının yavaşlamasına bağlı bacaklarda kan göllenmesine, ödem oluşmasına neden olabileceği için, uzun süreli uçuşlarda, belli aralıklarla koridorda yürüyüş ve hafif esneme hareketleri yapılması faydalı olacaktır. Bu nedenle, hamilelikte uzun bir uçak yolculuğu planlıyorsanız, koridor tarafından bir koltuk seçimi iyi bir tercih olacaktır. Ayrıca uzun süreli yolculukta çok fazla hareket etme şansınız yoksa veya eşlik eden bir risk faktörü olması halinde, uçuş boyunca varis çorabı ile dolaşımı desteklemenin de faydası olacaktır.
Farklı havayollarının farklı kuralları mevcut olsa da genel olarak havayolları 28. haftaya kadar uçuşa izin verirken, 28-35. haftalar arası için, doktor tarafından düzenlenmiş, güncel, “uçabilir raporu” talep etmektedirler. Genellikle 36. hafta ve sonrasında rapor olmasına rağmen seyahate izin vermemektedirler.
Yapacağınız yolculuk ister hava ister karayolu ile olsun, yolculuğa çıkmadan önce doktorunuza danışıp, olası riskler veya ek öneriler hakkında bilgi edininiz.
Sağlıklı bir hamilelik ve iyi yolculuklar dilerim.
Kan uyuşmazlığı durumu anne adayı Rh negatif, baba adayı Rh pozitif ise söz konusudur. Bu durum dışındaki diğer varyasyonlar kan uyuşmazlığı anlamı taşımaz. Baba adayı Rh negatif, anne adayı Rh pozitif ise veya anne ve baba adaylarının kan gruplarının (A , B, 0, AB gibi) farklı olması gibi durumlar kan uyuşmazlığı anlamı taşımaz.
Örnek verecek olursak; anne adayı A Rh (-) , baba adayı A Rh (+) ise kan uyuşmazlığı vardır. Anne adayı A Rh (+), baba adayı B Rh (+) ise kan uyuşmazlığı söz konusu değildir. Anne adayı B Rh (+), baba adayı A Rh (-) ise yine kan uyuşmazlığı durumu söz konusu değildir.
Rh uyuşmazlığınız varsa gebelik sırasında olan vajinal kanama durumunda doktorunuza bilgi verin. Gerekli görülmesi durumunda, önlem amaçlı kan uyuşmazlık iğnesi (Anti D Ig G) uygulanabilir. Gerekli durumlarda bu iğnenin kanamadan sonra en kısa zamanda yapılması (ilk 72 saat) etkinliğini artıracaktır.
Doğumdan sonra bebeğinizin kan grubuna bakılacak ve eğer bebeğinizin kan grubu Rh + olarak görülürse, sonraki gebeliklerinizde anne karnındaki bebeğinizin etkilenmemesi için, yine ilk 72 saatte size bu iğne önlem amaçlı uygulanacaktır. Rh uyuşmazlığı hakkında detaylı bilgiye instagram hesabımdaki öne çıkanlardan ulaşabilirsiniz.
Hamilelik süreci doğası gereği diyabete (şeker hastalığına) yatkın bir dönemdir. Bebek büyüdükçe onunla birlikte büyüyen plasentadan (halk arasında bebeğin eşi olarak da bilinir) insülin direncine neden olan birtakım hormonlar salgılanır. Aslında bebeğin de sağlığı için annenin kan şekerinin çok düşmemesi istenen bir durumdur. Hamileliğin ikinci yarısında bebek ve plasenta hızla büyümeye devam eder. Bu dönemde insülin direncine annenin vücudunun verdiği cevap bazen yetersiz kalıp gebelik şekeri oluşabilir. Bu dönemde şeker yükselir ve önlem alınmazsa; bebeğin ileri derecede iri (makrozomik) olması ve buna bağlı normal doğumda zorlanmaya bağlı travma veya sezaryen doğum yapılması, bebekte akciğer gelişiminde problemlere bağlı solunum sıkıntısı, doğumdan sonra bebekte gelişecek hipoglisemi, hipokalsemi, polisitemi, hiperbiluribinemi gibi sağlık problemleri, bebeğin iri ve suyunun aşırı çok olmasına bağlı erken doğum riski ve uzun süreli kuvöz ihtiyacı gibi hayati olabilecek riskler gelişebilir.
İşte bu noktada oral glukoz tolerans testi (OGTT – yani şeker yükleme) bize gebelikte oluşacak olası bir şeker hastalığı durumu hakkında çok önemli ön bilgiler verir ve önlem almamızı sağlar.
Hamileliğin 24-28. haftaları arasında yapılır. Açlık kan şekeri ölçümü sonrası şekerli su içirilir ve yapılan OGTT tipine göre genellikle 1. ve 2. saatteki kan şekeri seviyeleri kontrol edilir. Böylece yüksek bir şeker alımında anne vücudunun verdiği cevap ölçülmüş olur.
Testin adının “Şeker Yükleme” olması belki kişiyi duyunca ürkütebilir ancak, verilen şeker iki dilim baklavadan daha fazla değildir.
Bu testin anneye veya bebeğe hiçbir zararı yoktur. Aksine; yüksek şekere bağlı doğabilecek ciddi risklere karşı erken önlem almamızı sağlar.
Ailenizde şeker hastalığı olmaması, hiç şeker tüketmiyor olmanız, fazla kilonuzun olmaması, düzenli egzersiz yapıyor olmanız, yaşınızın 25’ten küçük olması, önceki doğumda yüksek kilolu (>4000 gr) bebek doğurmamış olmanız gibi durumların hepsi sizin için geçerliyse o zaman bu testi yapmamayı düşünebilirsiniz. Ancak bu durumlar sizin için geçerliyse bile gebelik şekeri kesinlikle oluşmayacak demek değildir. Testin herhangi bir zararı olmadığını da düşünürsek her kadının bu basit testi yapmasında fayda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bebek hareketleri genellikle gebeliğin 16-20. haftalarında hissedilmeye başlanır. 16. haftadan önce hissedilen hareketler, genellikle annenin bağırsak hareketleridir. Genellikle hareketler 20. gebelik haftasına doğru daha net hissedilmeye başlar. 24. haftada ise hareketler iyice belirgin şekilde hissedilebilmektedir.
Hamilelikte takip sıklığı genellikle:
- 28. haftaya kadar; aylık
- 28-36. haftalar arası; 2 haftada bir
- 36 hafta sonrası; haftalık
olacak şekilde toplam yaklaşık 12-14 görüşme/muayene şeklindedir.
Tabi ki bu görüşme sıklıkları her kadın için, her gebelik için farklılık gösterebilir. Bu farklılıkları; hamilelikteki başlangıç kilosu, şeker olup olmadığı, tansiyonu, eşlik eden bir hastalık olup olmadığı, bebeğin gelişimi, suyunun yeterli olup olmaması, tekil veya çoğul gebelik olması gibi birçok etken belirler. Riskli durumlarda çok daha sık görüşmeler planlanabilir.
Hamileliğin herhangi bir haftasında vajinal ultrason yapılmasının, hamileliğe olumsuz herhangi bir etkisi kesinlikle yoktur. Bazen gebelik esnasında kanama ile başvuran ve düşük yapma veya erken doğum riski nedeniyle haklı endişeler taşıyan hastalarımız, vajinal ultrason yapılırsa kanamalarının veya ağrılarının artacağından, bebeğe bir zarar geleceğinden korkmaktadırlar. Aksine, vajinal ultrason uygulaması bu gibi ve diğer birçok riskli durumda, altta yatan problem hakkında bilgi verme ve uygun tedaviyi düzenlememiz konusunda bize diğer yöntemlere göre çok daha üstün şekilde yardımcı olan bir görüntüleme yöntemidir.
Vajinal ultrason uygulamasının hamileliğin herhangi bir sürecinde, hiçbir zararı yoktur.
Hamilelikte kilo alımı her kadın için farklılık gösterir ve standardı yoktur. Gebeliğin seyrine, başlangıç kilonuza göre değişir. Hamileliğe başlangıç kilonuz düşükse normale göre daha fazla kilo alımında bir problem olmayacağı gibi, obezite veya yüksek kilo ile hamile kaldıysanız hamilelik boyunca almanız gereken kilo normale göre çok daha sınırlı olmalıdır.
İdeal kilo ile hamile kalmış, sağlıklı bir kadında genellikle:
- İlk 12 haftada (3 ayda) 1.5-2.5 kilo alımı
- Daha sonraki haftalarda, haftada 250-450 gr arası kilo alımı (yaklaşık ayda 1-1.5 kilo)
- Toplam hamilelik boyunca 7 ila 14 kilo alımı normal kabul edilebilir.
- Vajinal kanama
- Konvülziyon
- Baş ağrısı ile beraber görmede bozulma
- Ateş ve/veya ciddi güçsüzlük
- Ciddi karın ağrısı
- Solunum güçlüğü veya sık solunum
- Suların gelmesi
- Yüz, el ve bacaklarda şişme
- Fetus hareketlerini hissedememe durumlarında en yakın sağlık kuruluşuna veya doktorunuza ulaşınız.